Muhtesem Yuzyil 17 Bolum Replikler
1.
İncirlikte Nigar Kalfa önden gelip, İbrahim'e selam verir.
Hatice: Bu buluşma bana hediye gibi geldi . Sizi göreceğimi hiç beklemiyordum.
İbrahim: Sizi son defa görmeden, mübarek ellerinizi öpmeden gidemezdim. Birazdan bu saraydan çıkacağım. Lakin bu ayrılık son vedamız olacak.
Hatice: Düğünümüzü uzaktan izleyeceğim. Size uzaktan bakıcam. Beni göremeyeceksiniz .. Ama lütfen hissediniz. Hep yanınızda olucam.
İbrahim: Sizde biliniz ki beraber aynı yastığa baş koyacağımız geceye kadar nefes almayacağım.
İbrahim, Hatice'nin ellerini kalbinin üzerine koyar.
İbrahim: Dinleyin bakın kalbimi .. Duyun sesini ..
Hatice: Benim için çarpıyor. Diyor ki, saadet işte burada. Çok yakında artık .
İbrahim, arkadan Nigar Kalfa'ya bakar.
İbrahim: Gitmem lazım Sultanım. 1. avluda paşalar beni bekler. Elveda .. aşkım, ruhum .
İbrahim, Hatice'nin ellerini öper.
Nigar Kalfa başını öne eğip, izlemeye devam eder.
Hatice: Elveda aşkım.
Hatice uzaklaşır.
2.
Süleyman ve Hürrem, ormanda otururken hizmetkar bir kafes getirir.
Hürrem kafese bakıp, gülümser.
Hürrem: Çok güzel . Bak .. Sohbet gibi .
Süleyman: Bunlar muhabbet kuşları, birbirlerine ilan-ı aşk ediyorlar. Bütün bir ömür şakıyorlar, bıkmadan usanmadan.
Süleyman, Hürrem'in yüzünü okşar.
Süleyman: Bu kuşlar senin ..
Hürrem: Bende ömür boyu aşk ile hiç susmayacağım. Süleyman, benim aşkım .. Süleyman ..
Süleyman: Susucaksın .. yerinden doğrulur. Susucaksın .. Sus.
deyip, öper.
İbrahim ve Hatice kendi saraylarında masada karşılıklı oturuyorlardır.
İbrahim, elini çenesine dayamış Hatice'yi seyreder (onasılbirbakışarkadaş. ) aynı zamanda yemeği servis etmeye gelen hizmetçileri de eliyle uzaklaştırır.
İbrahim: Sultanım, cennetimin kraliçesi ..
Hatice, gülümseyerek bakar İbrahim'e.
- Güzelliğinize baktıkça gözlerim kamaşıyor.
Hatice: Sözleriniz beni ziyadesiyle mahçup ediyor. Cennetimiz dilerim, daim olsun.
İbrahim kafasını kaldırıp, gülümser ve Hatice Sultan'a kadeh kaldırır.
Süleyman kendi elleriyle Hürrem'i besler.
Hürrem'in gözü bir an ateşe dalar, Süleymanda dudaklarını Hürrem'in kulaklarına dayayıp, fısıldar.
Süleyman:
Eğer aşıksan kendini atılmış gör
Eğer padişahsan kendini kul,köle gör
Ey sevgili ! Yanağına benzerim,demiş.
Sen gülü bu sözünden dolayı mahçup gör
Sen peri, aşk ile ben divaneyi eğer isteğin varsa ateşte gör
Ey Muhibbi, eğer saf dudağın tadını bulmak istersen
-şekere bak.
Hayatının baharıyla gururlu olma,
-tane gibi kendini harmanda gör.
Hürrem, aşk ile Süleyman'a bakar.
3.
Elçi: İbrahim Paşa ve Hatice Sultan'ın düğününe 50.000 kişi katıldı. 15 gün boyunca eşi benzeri görülmemiş şenlikler düzenlendi. Konstantinopolis,sokaklarda uyumadan eğlendi. İbrahim Paşa artık sadece vezir-i azam değil,hanedana damatta oldu. Çok güçlendi. Saray ilk defa kapılarını açtı. Halk bu eğlencelerden memnun olsada öte yandan düğünün uzun sürmesi ve çok para harcanması ahaliyi huzursuz etti. Özellikle, Sultan Süleyman'ın yeniçerileri bu durumdan rahatsız. Rodos Seferi'nden kazanılan paraların sokağa döküldüğüne inanıyorlar. Düğün sırasında Sultan Süleyman'ın bir oğlu daha oldu. Rus cariye Hürrem Sultandan doğma bu çocuğa 'Selim' adı verildi.
Papa: Annesi Venedikli olan İbrahim Paşa'yla yakın ilişkiler kurulmalıdır. Bizim dilimizi, tarzımızı bilen bir Paşa, bulunmaz bir fırsat! Venedik elçileri yakın davransın, hediyeler gönderilsin.
|
Venedik elçisi ve beraberindekiler İbrahim Paşa'nın huzurunda selama dururlar.
Elçi: Paşa Hazretleri size Venedik Doçu ve Papa Hazretlerinin ebedi saadet temennilerini getirdim.
Başka bir elçi, mektubu Ayas Paşa'ya verir.
İbrahim: Teşekkür ederim Siyor Morece Niko . Papaz Luther'in sürgün cezası sürecek mi ?
Elçi: Papa af çıkarmadığına göre sürecektir.
İbrahim: *persona non grata. İstenmeyen adam ilan edildin mi, geri dönüşü yok.
Elçi duraksar.
Elçi: Paşa Hazretleri, sizin hediyeleriniz bugün limana ulaştı ve sarayınıza gönderildi. Öte yandan limandaki tüccarlarımızın gümrük emirleriyle sıkıntıları var. Depolarımızı talan etmişler. Yardımlarınıza muhtacız.
İbrahim: Anladım,teşekkür ederim. Bu meseleyi Ayas Paşa'yla görüşeceğim. Siz endişe buyurmayın.
Elçi, Paşanın huzurunda selam verir .
|
Ayas Paşa elçiden aldığı mektubu İbrahim Paşa'ya uzatır.
Ayas Paşa: Mısırdan Kadızade Mehmet Efendi den size bir mektup geldi Paşam .
İbrahim, elindekileri bırakıp mektubu alır ve okumaya başlar.
Ayas Paşa: Paşam kötü haber mi ?
İbrahim: Kadızade, Ahmet Paşa'nın Memlük Emirleriyle yakın ilişkiler tesis ettiğini yazmış. Ahmet Paşa .. Rahat durmayacaksın değil mi !? Belli ki hainlik peşindesin.
Süleyman: Esselamu Aleyküm.
Paşalar: Ve aleyküm selam.
Süleyman, önünde eğilmiş vaziyette duran İbrahim'e bakıp, gülümser.
Süleyman: Vezirlerim bana arz edeceğiniz mühim bir mesele var mı ?
İbrahim, yerinden doğrulur.
İbrahim: Hünkarım Mısırdan, Kadızade Mehmet Efendiden bir mektup var.
Süleyman: Ahmet Paşa oraları karıştırmaya başlamış mı ?
İbrahim,kafasını sallar.
İbrahim: Siz nasıl tahmin ettiniz hünkarım ?
Süleyman: Müneccim olmaya lüzum yok,Paşa. Ahmet Paşa'nın Kahire'ye hangi hissiyatla gittiğini biliyorum. Onu iyi tanırım, öfkesini içinde tutamaz fazla .
İbrahim: Ahmet Paşa, Memlük Emirleriyle pek yakın olmuş . Gizli görüşmeler yapıyormuş. Günahını almak istemem, belki bir ihanet içerisinde olabilir.
Ayas Paşa: Hünkarım, müdahele edelim mi ?
Süleyman: Kadızade Efendiye haber gönderin,gölgesi olsun. Attığı her adımı bilmek istiyorum.
İbrahim, olur manasında kafasını eğer.
Süleyman: Paşalar sizde tedbirinizi alın,hazırlıksız yakalanmayın. Bugün veya yarın Ahmet Paşa başımıza bela olacaktır.
1.
İncirlikte Nigar Kalfa önden gelip, İbrahim'e selam verir.
Hatice: Bu buluşma bana hediye gibi geldi . Sizi göreceğimi hiç beklemiyordum.
İbrahim: Sizi son defa görmeden, mübarek ellerinizi öpmeden gidemezdim. Birazdan bu saraydan çıkacağım. Lakin bu ayrılık son vedamız olacak.
Hatice: Düğünümüzü uzaktan izleyeceğim. Size uzaktan bakıcam. Beni göremeyeceksiniz .. Ama lütfen hissediniz. Hep yanınızda olucam.
İbrahim: Sizde biliniz ki beraber aynı yastığa baş koyacağımız geceye kadar nefes almayacağım.
İbrahim, Hatice'nin ellerini kalbinin üzerine koyar.
İbrahim: Dinleyin bakın kalbimi .. Duyun sesini ..
Hatice: Benim için çarpıyor. Diyor ki, saadet işte burada. Çok yakında artık .
İbrahim, arkadan Nigar Kalfa'ya bakar.
İbrahim: Gitmem lazım Sultanım. 1. avluda paşalar beni bekler. Elveda .. aşkım, ruhum .
İbrahim, Hatice'nin ellerini öper.
Nigar Kalfa başını öne eğip, izlemeye devam eder.
Hatice: Elveda aşkım.
Hatice uzaklaşır.
2.
Süleyman ve Hürrem, ormanda otururken hizmetkar bir kafes getirir.
Hürrem kafese bakıp, gülümser.
Hürrem: Çok güzel . Bak .. Sohbet gibi .
Süleyman: Bunlar muhabbet kuşları, birbirlerine ilan-ı aşk ediyorlar. Bütün bir ömür şakıyorlar, bıkmadan usanmadan.
Süleyman, Hürrem'in yüzünü okşar.
Süleyman: Bu kuşlar senin ..
Hürrem: Bende ömür boyu aşk ile hiç susmayacağım. Süleyman, benim aşkım .. Süleyman ..
Süleyman: Susucaksın .. yerinden doğrulur. Susucaksın .. Sus.
deyip, öper.
İbrahim ve Hatice kendi saraylarında masada karşılıklı oturuyorlardır.
İbrahim, elini çenesine dayamış Hatice'yi seyreder (onasılbirbakışarkadaş. ) aynı zamanda yemeği servis etmeye gelen hizmetçileri de eliyle uzaklaştırır.
İbrahim: Sultanım, cennetimin kraliçesi ..
Hatice, gülümseyerek bakar İbrahim'e.
- Güzelliğinize baktıkça gözlerim kamaşıyor.
Hatice: Sözleriniz beni ziyadesiyle mahçup ediyor. Cennetimiz dilerim, daim olsun.
İbrahim kafasını kaldırıp, gülümser ve Hatice Sultan'a kadeh kaldırır.
Süleyman kendi elleriyle Hürrem'i besler.
Hürrem'in gözü bir an ateşe dalar, Süleymanda dudaklarını Hürrem'in kulaklarına dayayıp, fısıldar.
Süleyman:
Eğer aşıksan kendini atılmış gör
Eğer padişahsan kendini kul,köle gör
Ey sevgili ! Yanağına benzerim,demiş.
Sen gülü bu sözünden dolayı mahçup gör
Sen peri, aşk ile ben divaneyi eğer isteğin varsa ateşte gör
Ey Muhibbi, eğer saf dudağın tadını bulmak istersen
-şekere bak.
Hayatının baharıyla gururlu olma,
-tane gibi kendini harmanda gör.
Hürrem, aşk ile Süleyman'a bakar.
3.
Elçi: İbrahim Paşa ve Hatice Sultan'ın düğününe 50.000 kişi katıldı. 15 gün boyunca eşi benzeri görülmemiş şenlikler düzenlendi. Konstantinopolis,sokaklarda uyumadan eğlendi. İbrahim Paşa artık sadece vezir-i azam değil,hanedana damatta oldu. Çok güçlendi. Saray ilk defa kapılarını açtı. Halk bu eğlencelerden memnun olsada öte yandan düğünün uzun sürmesi ve çok para harcanması ahaliyi huzursuz etti. Özellikle, Sultan Süleyman'ın yeniçerileri bu durumdan rahatsız. Rodos Seferi'nden kazanılan paraların sokağa döküldüğüne inanıyorlar. Düğün sırasında Sultan Süleyman'ın bir oğlu daha oldu. Rus cariye Hürrem Sultandan doğma bu çocuğa 'Selim' adı verildi.
Papa: Annesi Venedikli olan İbrahim Paşa'yla yakın ilişkiler kurulmalıdır. Bizim dilimizi, tarzımızı bilen bir Paşa, bulunmaz bir fırsat! Venedik elçileri yakın davransın, hediyeler gönderilsin.
|
Venedik elçisi ve beraberindekiler İbrahim Paşa'nın huzurunda selama dururlar.
Elçi: Paşa Hazretleri size Venedik Doçu ve Papa Hazretlerinin ebedi saadet temennilerini getirdim.
Başka bir elçi, mektubu Ayas Paşa'ya verir.
İbrahim: Teşekkür ederim Siyor Morece Niko . Papaz Luther'in sürgün cezası sürecek mi ?
Elçi: Papa af çıkarmadığına göre sürecektir.
İbrahim: *persona non grata. İstenmeyen adam ilan edildin mi, geri dönüşü yok.
Elçi duraksar.
Elçi: Paşa Hazretleri, sizin hediyeleriniz bugün limana ulaştı ve sarayınıza gönderildi. Öte yandan limandaki tüccarlarımızın gümrük emirleriyle sıkıntıları var. Depolarımızı talan etmişler. Yardımlarınıza muhtacız.
İbrahim: Anladım,teşekkür ederim. Bu meseleyi Ayas Paşa'yla görüşeceğim. Siz endişe buyurmayın.
Elçi, Paşanın huzurunda selam verir .
|
Ayas Paşa elçiden aldığı mektubu İbrahim Paşa'ya uzatır.
Ayas Paşa: Mısırdan Kadızade Mehmet Efendi den size bir mektup geldi Paşam .
İbrahim, elindekileri bırakıp mektubu alır ve okumaya başlar.
Ayas Paşa: Paşam kötü haber mi ?
İbrahim: Kadızade, Ahmet Paşa'nın Memlük Emirleriyle yakın ilişkiler tesis ettiğini yazmış. Ahmet Paşa .. Rahat durmayacaksın değil mi !? Belli ki hainlik peşindesin.
Süleyman: Esselamu Aleyküm.
Paşalar: Ve aleyküm selam.
Süleyman, önünde eğilmiş vaziyette duran İbrahim'e bakıp, gülümser.
Süleyman: Vezirlerim bana arz edeceğiniz mühim bir mesele var mı ?
İbrahim, yerinden doğrulur.
İbrahim: Hünkarım Mısırdan, Kadızade Mehmet Efendiden bir mektup var.
Süleyman: Ahmet Paşa oraları karıştırmaya başlamış mı ?
İbrahim,kafasını sallar.
İbrahim: Siz nasıl tahmin ettiniz hünkarım ?
Süleyman: Müneccim olmaya lüzum yok,Paşa. Ahmet Paşa'nın Kahire'ye hangi hissiyatla gittiğini biliyorum. Onu iyi tanırım, öfkesini içinde tutamaz fazla .
İbrahim: Ahmet Paşa, Memlük Emirleriyle pek yakın olmuş . Gizli görüşmeler yapıyormuş. Günahını almak istemem, belki bir ihanet içerisinde olabilir.
Ayas Paşa: Hünkarım, müdahele edelim mi ?
Süleyman: Kadızade Efendiye haber gönderin,gölgesi olsun. Attığı her adımı bilmek istiyorum.
İbrahim, olur manasında kafasını eğer.
Süleyman: Paşalar sizde tedbirinizi alın,hazırlıksız yakalanmayın. Bugün veya yarın Ahmet Paşa başımıza bela olacaktır.